20 Nisan 2013

Nilperi Şahinkaya: "Laf atanlara teşekkür ederdim"

"Öyle Bir Geçer Zaman Ki" dizisinde 'Mesude’yi canlandıran Nilperi Şahinkaya, uzun yıllar yurtdışında yaşadığı için Türkiye’ye geldiği ilk günlerde laf atanlara bile teşekkür ediyormuş...


- Babanız diplomat, anneniz de Dışişleri'nde çalışmış...
Bu nedenle Senegal'de doğmuşum. Sonra Almanya, Fransa, İsviçre'de yaşadık. Annem, Meclis'te dışişleri uzmanı olarak çalışmış, tercümanlık yapmış. Ben küçükken istifa etmiş. Sonra ‘Şu Dağın Ardı İran' adlı hayatını anlattığı bir kitap yazdı. İlk eşi İranlıymış. Onun peşinden İran'a gitmiş 22 yaşında. Şeriat dönemi, savaş... Hapis kalmış orada, Türk pasaportu iptal edilmiş. Bir şekilde kaçıp Türkiye'ye gelmiş. Sonra da boşanmış.
- Annenizin hayatı oldukça ilginçmiş…
Evet, annem çok cesur biri. Hayranım ona. Başına buyruk yaşar; ister, karar verir ve yapar. Annem benim için model. Ben de anneme benziyorum.

- Uzun yıllar yurtdışında yaşayınca Türkiye'ye alışmak zor olmuş muydu?
Başlarda zorlandım. Çünkü yolda laf attıklarında, “Yavrum” bile dediklerinde dönüp saf saf teşekkür ediyordum. Anlamıyordum tam ne demek istediklerini. Ancak birkaç ayda durumu idrak ettim. Burada insanlar birbirine çok karışıyor, her şeye maydanoz oluyor. “Öyle yapma, böyle davranma” diyerek herkes birbirine akıl veriyor. Bu hâlâ da bana batar.

- “Âşık oluyorum ülke değiştiriyoruz” demişsiniz. Çok sık âşık olur musunuz?
Tam bir Balık burcuyum. Eskiden sürekli âşık olurdum. Genellikle platonik aşklardı, artık olmuyorum. Annem hep söyler, anaokuluna bile beğendiğim çocuğu göreceğim diye gidermişim. Lisede sevgilim olduğunda “Hadi kızım ülke değiştiriyoruz” derlerdi. Çok kötü oluyordu. Bir sevgilimi, bir de odamı bırakıp gitmek beni üzüyordu.

TÜRK ERKEKLERİ DAHA İLGİLİ

- Türk erkekleri mi, yabancı erkekler mi sevgili olmak için ideal?
Türk erkekleri tabii ki. Çünkü Türk erkekleri daha ilgili, daha çok sahipleniyor. Bir de Türk erkeklerinin gözlerinden bütün duygularını okuyabiliyorum. Ama yabancı erkeklerde bir donukluk var, bakıyor ve bir şey anlamıyorsunuz. Gözle iletişim yok Avrupalılarda. Biz böyle gözlerin içine düşe düşe konuşuruz ya...

- Niye “Artık âşık olmuyorum” dediniz?
“Yeter” dedim. Zaten 2 senedir kimseye âşık olamadım, olmuyor ya da beğendiğim erkek beni beğenmiyor. Hem de sevgilisiz kalmaya ihtiyacım olduğunu düşündüm. Âşık olmayı isterim ama ilişkinin sorumluluğunu istemiyorum. Bir de müthiş bir arkadaş grubum var, onlar benim sevgilim gibi.

- İstediğiniz kişilerle mi sevgili oldunuz?
Beni istemediğini düşündüğüm biri vardı. 4 sene platonik âşıktım. O sırada sevgililerim de oldu ama aklımda hep o vardı. Sonra ABD'ye gitti. Bir sene sonra döndü. Meğer o da benden hoşlanıyormuş. Döndüğü gibi çıkmaya başladık. “İste, olsun” düşüncesine çok inanıyorum. Evren sizi duyuyor.

- Hem aldatmış hem de aldatılmışsınız…
İnsanız, başımıza geliyor. Oldu, yaptım, yapılıyor. Yakalanmıştım da hatta ama bunlar deneyim. Bunlar bizi gerçekten büyütür ve olgunlaştırır. İsteğimi yaşıyorum.

- Yaşça büyük birini mi tercih edersiniz?
Olmadı ama olabilir. Şu aralar yaşıtlarımla anlaşamıyorum çünkü çocuk gibiler. Zaten yaşıtlarımdan ilgi de görmüyorum.

‘SOYUN AMA SİGARA İÇME!'

- Geçen sezon oynadığınız ‘Yaklaştıkça' adlı oyun cesur sahneleri yüzünden çok konuşulmuştu. Bu canınızı sıkmış mıydı?
Çok takmadım aslında. Striptiz sahnesinden öyle çirkin kareler çekip yayınlamışlardı ki işte onlar can sıkıcıydı. Oyunda söylediğim bir replik bambaşka bir hale getirilip yazılıyordu. Bunların konuşulacağı konusunda beni uyarıp “Ağlayacaksan seçmelere bile girme” demişlerdi. Uzatılacağını düşünmemiştim.

- Ailenizden nasıl tepki gelmişti?
Çok ilginç, annemle oyunun ezberini çalışıyorduk. Sahneyi okurken karakterin sigara yaktığı bölüme gelince hemen panik halde “Soyunuyorsan soyun ama bak sakın sigaraya başlama” demişti. O dönem sigarayı bırakmıştım ve başlamamdan korkuyordu. Oyunu izlediğinde “Gayet başarılıydın. Gurur duyuyorum” dedi. Babamın önünde oynarken sahnede olmama rağmen bir an kendimi kötü hissetmiştim. Babam da bir şey söylemedi. Çünkü striptiz sahneleri o kadar avam değildi, sahne loştu, dumanlar çıkıyordu ve birtakım gölge oyunları vardı. Şok eden sahneler yoktu.

LÜKS BİR HAYAT İSTİYORUM AMA ÇALIŞARAK

Lüks bir hayatı hayal ediyorum, evet. Oyunculuk sayesinde paramı kazanıp da sahip olacağım lüks bir hayat... Yoksa zengin bir kocadan edinilmiş zenginlik değil hayalim. Çok iyi projelerde yer almak istiyorum ve bir gün olacak inanıyorum. Bugüne kadar da inanarak “Olacak” dedim ve oldu da.

SİBEL ATEŞ YENGİN / AKŞAM İNTERNET SİTESİ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder