BENİ EZMEYE ÇALIŞAN ERKEK GÖRMEDİM
İş hayatında kadın olmak bilakis işime yaradı. Kadın komedyen az olduğu için kolay bir şekilde aradan sıyrılabildim. Beni ezmeye çalışan erkek görmedim. Benimle oynamaktan zevk alan erkekler gördüm. Hiçbirinde ezmek gibi bir fikir yok. Demek ki onlara öyle bir şeyi hissettirmemişim. Tanındıktan sonra halkın beni sevdiğini ve saydığını biliyorum. Çok işime yarıyor. Ama bunu işime yarasın diye kullanmıyorum. Daha nasıl tekamül edebilirim, nasıl gelişebilirim, daha iyisini nasıl yapabilirim diye çabalıyorum. Orada yerimde saymak istemiyorum. Daime zıplamak istiyorum.
KİMSENİN YERİNE GELMEDİM
Kimsenin yerine kimse gelmez. Herkes kendisi olur. Onun yerine geleceğim dersen baştan ayvayı yemişsin demektir. Çünkü ben piyasaya çıktığımda Suna Pekuysal ile Adile Naşit karışımı bir kız geliyor dediler. Her ikisiyle de çalıştım, her ikisinin de oyunlarını seyrettim ve dedim ki çok büyükler... Bunlardan çok öğreneceklerim var ama ben Ayşen olacağım dedim. Adile ablanın yumuşaklığını, Suna'nın nasıl performan sergilediğini, yapılmaması gerekenleri öğrendim. Sonrasında kendim oldum.
BU MESLEKTE EMEKLİLİK OLMAZ
Babamdan emekliyim. Ondan yetim maaşı alıyorum. Onu kullanıyorum. O da edinilmiş hakkım. Sigortaya gittim bir rakam çıkardılar. Ben onu bankaya yatırsam, onun getirisiyle idare ederim. Niye emekli olayım. Bu meslekte emeklilik diye bir şey olmaz. Siz yaşınız ilerledikçe çok daha fazla deneyim ve bilgi sahibi oluyorsunuz. O bilgiyi nereye götüreceksiniz. Gençleri yetiştirmeye. Benim bir yığın öğrencim var. Ben onlara sorumluluklar yüklüyorum. İyi oyuncular ve yönetmenler çıkacak.
ŞARTLI OYUNCU OLMADIM
Şartlı oyuncu olmadım. Oyunculukta kurallar var, ama ne? Oyuncu olmanın getirdiği bir takım şeyler var. Yetenek, çalışkanlık disiplin zeka bunlar olmazsa olmazlar ama ‘ben beşe kadar çalışırım, paramı peşin alırım' bunlar da birer kural. Set yemeği yemem gibi. Kural koyabilirsiniz o size kalmış. Arzu Film'de çalıştım. Arzu Film'in kendi kuralları vardı uydun uymadım orada zaten duramazsın.
EGOSU YÜKSEK BİR OYUNCUYUM
Egosu çok yüksek bir oyuncuyum. Yüksek ama egosu yüksek olmak demek; ‘Ben neyim, ne kadarırım?' demek değil. Ben neyi yapıp yapamayacağımı biliyorum. Bilmem ne için ne kadar çalışacağımı biliyorum. Hepsini biliyorum.
JÜRİ OLUP PARA KAZANMAK İSTİYORUM
Jürilere katılıp para kazanmak istiyorum. Jüride çok hoş olacağımı düşünüyorum. Dizi tuttu mu tutmadı mı artık onlardan sıkıldım. Sergen Yalçın'a verdikleri parayı versinler yeter. Hülya Avşar'a ne veriyorlar? Sabaha kadar çalışmıyorsun günün belli. Çekim saatin belli. Canlı değilse. Dizide zaman kavramı yok. Beni de görmüyorlarsa Amamı bunlar? Amalar bile görüyor. Canları isterse. Zaten bana rol verin diyebilecek bir oyuncu değilim. Oyunculukta böyle bir şey olmaz.
BOŞ ZAMANIMDA BOŞ OTURURUM
Evimi çok seviyorum. Çocuklarımla vakit geçirmeyi seviyorum. Yalnızlığı da seviyorum. Boş zamanımda bomboş duruyorum. Müzik dinlemeyi, kitap okumayı ve film seyretmeyi boş zaman olarak görmüyorum. Evimi temizlerim, yemeğimi pişiririm bunların hepsi bana dolu zaman olarak gelir. Bulmaca çözerim. Boş zamanda boş otururum.
TOSUN PAŞA'DAKİ SİHRİ YAKALAR!
Cem Yılmaz'ı beğeniyorum kulvarı ayrı olmasına rağmen. Akıllı bir çocuk. Tabi ki sufleksi çok iyi. Kendiyle dalga geçiyor. Kendi enstüramının kullanmasını iyi biliyor. Mesela Yahşi Batı filminde o kadar güzel şey yakaladı ki... Ama hikayeyi çok karıştırmış. Cem'le de tanışıyorum ama şunu söylemek isterim ana hikayeyi giderken yan hikayeler hep ana hikayeye hizmet eder. Bazıları uçmuş hikayelerin. Şimdi de Tosun Paşa'yı çekeceğini duydum. Orada bir sihir var. Onu yakalayabilir mi bilemiyorum. Bir şey yapması gerekiyor umarım yapacak.
ERÇİN DAĞ EYSEN / AKŞAM İNTERNET SİTESİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder