29 Mart 2013

Mısır’da mezar soyguncuları altın çağını yaşıyor

Büyük Giza piramitlerinin yakınlarında oturanlar, devrimden beri etrafta kocaman çukurlar görmeye başladıklarını söylüyorlar.

Biz de gidip bakınca ne dediklerini daha iyi anladık.

Çöl yollarından birinin yakınlarında, dikine kazılmış büyük bir çukur bulduk.

Çapı en az bir metreydi, dibi de görünmüyordu. İçine attığımız taşın düşmesi için geçen zamana bakılırsa derin olmalıydı.

Pek uzak olmayan bir yerde bir tünel daha bulduk, bu sefer hafif bir eğimle başladığı için içeri girebildik.

Altın peşinde
İlerledikçe, kayaları kırmakta kullanılan aletlerin izlerini gördük. Tünel daha sonra yerin derinliklerine doğru uzadı.

Alandan sorumlu arkeolog Dr. Osama el Şimi, “İnsanların arkeolojik hazinelerin peşinde olduğu açık” diyor, “Altın bulup, çabucak zengin olmayı umuyorlar.”

El Şimi’ye göre bu insanlarla baş etmek zor, çünkü genelde yanlarında silah taşıyorlar.

Yasadışı kazılar sadece Giza’da yapılmıyor.

Kahire’den arabayla bir saat mesafedeki Dahşur’da Firavun Sneferu’nun meşhur eğik piramidi yakınlarındaki bazı alanlarda toprak, kazılmaktan kraterlerle dolu ay yüzeyine benzemiş.

Silahlı soyguncular, yakınlardaki Sakkara ve Abusir’de de kazı alanlarının depolarını basmış.

Soyguncular, devam etmekte olan kazılardan çıkan tarihi eserleri çalmışlar, ancak bunlar o sırada henüz kayda geçmediği ve incelenmekte olduğu için kimse baskınlarda ne kadar eserin çalındığını bilmiyor.

Evden başlayan tüneller
Sorunun çapını anlamak için yaptığımız araştırma, bizi Mısır’ın güneyine de götürdü.

Luksor’a, bir zamanlar Teb diye anılan büyük başkente gittik.

Burada, Krallar Vadisi ve muhteşem tapınakların yakınında toprak tarihi zenginliklerle dolu.

Ancak son iki yıldır polis sürekli tünel kazıldığına dair ihbar alıyor.

Güvenlik güçleri bize bulunan geniş tünel şebekesinin akıl almaz görüntülerini gösterdi.

Luksor’da genelde tarihi eserlere yakın yerlerdeki binaların, hatta evlerin içinden başlıyor kazılar.

Luksor’daki turizm ve tarihi eserlerden sorumlu emniyet müdürü Hüsnü Hüseyin, “devrimden bu yana yasadışı kazılar arttı” diyor. “Hiç güvenlik olmadığını düşünüyorlar.”

Ancak henüz keşfedilmemiş tüneller olabileceğini reddederek, sorunu büyütmemeye çalışıyor.

“Olan biteni biliyoruz” diyor, “çalışmalarımız sayesinde ülkenin hiçbir yerinde bir şey çalınmadığını söyleyebilmekten de memnunum.”

Karaborsa
Ne yazık ki bu sözler gerçeği yansıtmıyor ve bunu ispatlamak da zor değil.

Mısır’da izinsiz kazı yapmak ve tarihi eser ticareti yasak. Bundan dolayı Kahire’de tarihi eser alım-satımıyla uğraşan birçok karaborsacı var.

Mısırlı bir meslektaşım, tanınmış bir karaborsacıya giderek, Mısır uzmanı İngiliz bir müşteri adına eser satın almak istediğini söyledi.

Karaborsacı güvenmiş olacak ki, Orta Krallık döneminden 3000 yıllık eserlerle dolu olduğunu söylediği kasalar çıkardı.

Bunların çoğu genelde mezarlarda bulunan hizmetkar figürleri gibi görünüyordu.

Karaborsacı yüzü görülmediği sürece eserlerinin filminin çekilebileceğini söyledi; eserlerin taklit olmadığını ispatlamak için bir sonraki görüşmeye bir arkeolog getirilebileceğini kaydetti.

Kasa içindekiler için istediği fiyat ise 5000 dolardı.

Dünya mirası

‘Dünya mirası kayboluyor’

Mezar soygunculuğu tabii ki tarih boyunca sürdü.

Ancak Kahire’deki Amerikan Üniversitesi’nden Mısır uzmanı Profesör Kent Weeks, son iki yıldır bu tür suçlarda çok büyük bir artış olduğunu söylüyor.

Weeks, “Devrimden ve merkezi hükümetin alanları kontrol etmekte yetersiz kalmasından bu yana, sorun daha önce hiç olmadığı kadar büyük boyutlara ulaştı” diyor.

Profesör Weeks bunun kısmen ekonomik durumdan kaynaklandığı görüşünde.

Son on yıldır Mısırlıların arkeolojik buluntuların para getirebileceğini anladıklarını, polisin ise devrimden bu yana görevini etkili bir şekilde yerine getiremediğini düşünüyor.

Asayiş sağlama düzeyindeki azalma ülke çapında açıkça görülüyor. Güvenlik güçleri 2011 olaylarından önceki gibi korku ya da saygı uyandırmıyor.

Profesör Weeks böyle bir ortamda Mısır’ın ve tabii ki dünyanın tarihi mirasına büyük zarar verilmiş olabileceğini belirtiyor.

Weeks’e göre hırsızlar para kazanmak istedikleri için eserleri iyi koruyabilir, koleksiyoncular da satın aldıkları parçalara iyi bakabilir.

Ancak bu arada arkeolojinin en önem verdiği bilgiler kayboluyor: Bu eserler nerede bulundu? Hangi mezardan çıkarıldı? Yakınlarında neler vardı?

Eserlerin içinde bulunduğu tarihi çerçeveyi çizebilmek için bunlar çok önemli.

Giza yakınlarında oturanlar bize sürekli olarak yeni dehlizler gördüklerini söylüyorlar.

Mısırlı yetkililerin arkeolojik alanların koruma altında olduğuna dair teminat vermesine rağmen, buna dair bir kanıt görmedik.(BBCTURKCE)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder