29 Mart 2013

Sosyal Medya CV'den Önemli

Özgeçmişinizde sigara içmediğiniz yazılı ama Facebook profilinizde elinizde bir sigarayla resminiz Serge Gainsbourg’u andırıyor. İş görüşmesinde efendisiniz, Twitter’da bir fanatik. CV’niz istediğiniz kadar ışıldasın, sosyal medyada mesajlarınız tutarsızsa kariyeriniz tehlikede.




Artık şirketler, markalar Facebook, Twitter sayfaları kullanarak anlık iletişim kuruyor. İşveren CV kontrolünü
sosyal paylaşım siteleri üzerinden yapabiliyor.
Bir kaç yıl öncesine kadar imaj yönetiminde e-mail adresinin seçimine, postaların yazım formatına dair hatırlatmalar yaparken şimdi neyi tweet’lediğinizi konuşuyoruz. Çektiğiniz bir resimden yeni açılan restoranda yediğiniz yemeğe herşey şeffaf. Bütün dijital hayatınıza hakim olmak için yalnızca isminiz yeterli.

İş görüşmeleri de eskisi gibi değil. Şimdi şirketler özgeçmişi beğenseler bile adayın sosyal medya duruşunu beğenmeyebiliyor. İnsan kaynakları artık adayla ilgili ilk izlenimleri özgeçmişten, el sıkma şeklinden, kılık kıyafetten önce, dijital paylaşım alanlarından edinmeye başlıyor, üstelik adayı görmeden.

ABD’de yapılan araştırmalarda İK uzmanlarının yüzde 78′i, yani her beş kişiden dördü, adayın sosyal ağ hesabı yoksa işe alımlarda eksi puan veriyor.

Özellikle bazı mesleklerde sosyal medyada bulunmak daha da kritik. Ancak bilinçli kullanımın altı çizilmeli. Bunun en basit tarifi şu; sayfalarınız paylaşıma açıksa dikkatli kullanacaksınız, sizi tanımayanlar yanlış izlenimlere kapılmayacak ya da paylaşımları sınırlayacaksınız. Sizin yazdıklarınız, ekledikleriniz kadar başkalarının hakkınızda yazdıkları, ekledikleri fotoğraflar da pek çok kazaya sebep olabiliyor. Kısaca sosyal medyada da imajınızı sizin yönetmeniz gerekiyor.

FACEBOOK SAYFANIZ İK DOSYASINDA 
Reppler adında bir sosyal medya görüntüleme şirketinin 300’den fazla işe alım uzmanıyla yaptığı görüşmeleri yayınladığı araştırmanın sonuçları net:

İşe alım uzmanlarının yüzde 90’dan fazlası adayları sosyal ağlarda inceliyor. Bu araştırmalar için en çok takip edilen ağ Facebook iken onu sırasıyla Twitter ve LinkedIn izliyor. Ama işverenlerin kendileri yüzde 86 ile en çok LinkedIn’i aktif kullanıyor, sonra Facebook, sonra yüzde 50 ile Twitter geliyor. İşe alım uzmanlarının yüzde 47’si bir başvuruyu aldıktan sonra bu incelemeyi yaptığını belirtirken yüzde 27’si de ilk tanışmadan sonra baktığını belirtiyor.

Şimdi esas çarpıcı olan, görüşme yapan uzmanlardan yüzde 69’u adayla ilgili olumsuz verilere ulaştığı için onu işe almaktan vazgeçtiğini söylüyor. Örneğin, aday sigara içmediğini söylüyor ama fotoğraflarda sigara içtigi görülüyor ya da adayın politik görüşleri fazla agresif bulunabiliyor. Marka duruşu ile çelişen bir imajı olabiliyor veya profilindeki resimler ya da paylaşımlardan adayın dışa dönük, eğlenceli, hayvansever olduğu izlenimi bir avantaja dönüşebiliyor. Uzmanların yüzde 68’inin söylediği gibi, burada gördüklerini beğendikleri için bir adayı işe almaya karar verilebiliyorlar.

Bu arada hic özgeçmis göndermeseniz de sosyal medya üzerinden işe alım yapma konusunda firmalar yeni stratejiler geliştiriyor, adayı doğrudan kendi arıyor, buluyor.

Artık sosyal medyada ne yaptığımız önemli, belki Lady Gaga gibi Twitterda 35,5 milyon takipciniz yok, sosyal medyada bir yol haritası izlemek zorunluluğunuz da yok ama yaptığınız yorumdan, beğenilerinize hatta profil fotoğrafınıza dek her detay sizin sosyal medyadaki imajınızı olusturuyor. İş arıyorsanız paylaştığınız fotoğrafta, kurduğunuz cümlede sizi tanımayanlar ne düşünecek? Sayfanızı müşteriniz, yöneticiniz ziyaret etse neleri görecek, neler paylaşılabilir halde? Sosyal medya paylaşımlarınız kariyerinize nasıl hizmet edebilir? Bütün bu soruların yanıtlarına sahip olmak, parlak bir CV hazırlamak kadar önemli.(ntvmsnbc)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder